Dedenin ders ders yazdığı kitabı, torunu gün gün ezberler.
Çocuklar, davranışı güçlü, vakurla hareket eden ve sevgisini hissettiren babalara ihtiyaç duyar. Bir baba düşünün ki kendisiyle barışık ve kendini olduğu gibi kabul ediyorsa onun davranışları güçlüdür. Kendine ve çocuklarına emek ve değer vermeye gerekli olduğunu gören babalar da sevgisini hissettirir. Ancak böyle olsa bile, babaların kendilerine dahi söylemedikleri bazı sırları vardır.
1. Uzun mesafeleri az zamanda parayla kat edebileceğini düşünür:
Sevgi ve saygı, parayla satın alınamaz. Ancak bazen ebeveynler ve özellikle de babalar, az zamanda kaliteli vakit geçirme düşüncesiyle oyuncak sanayisinin ve pahalı aktivitelerin kollarına kendilerini bırakabiliyorlar. Dünya hayatı o kadar hızlandı ki anne babalar bu hıza ayak uydurmak için koşturuyorlar. Durup “Bunu da neden yaptım ki şimdi?” diye düşünmeye bile zamanları kalmıyor. Evladına zaman ayıramayan baba, az zamanda çok yol alabilmek için yaptığı harcamalardan sonra, şimdi daha çok para kazanmalıyım düşüncesine kapılıyor. Fazladan para kazanma çabası onun, kendi evinde eskisinden daha az zaman geçirmesi manasına geliyor. Ne var ki başarılı bir şekilde çocuk yetiştirmenin kilit noktası, ebeveynlerin varlığı ve bu varlıklarıyla çocuklarına kattıkları değerli şeyleridir. Her şeye sahip olup, babalarına sahip olamayan çocuklar, duygusal açıdan aç oldukları için hiçbir şeye sahip olmayan çocuklar kadar yoksundurlar.
2. Yerine koyduğu maddi şeylerin, eksik bıraktıklarını telafi edeceğini zannetmeleri:
Evlatlar, zenginleşme yarışının bir parçası değildir. Küçük çocuklara bakmak, geçmişte annenin uhdesinde bir davranıştı. Şimdi hâlâ öyle olmasına rağmen bazı değişiklikler yaşandı. Çocuklara en iyi nasıl bakabiliriz? Ya da iyi bakıldığından nasıl emin olabiliriz? Bu tip soruların cevabı, gitgide daha önemli hale geldi. Özellikle babalar, paranın, çok çalışmanın ve dayanıklı tüketim mallarının birçok problemi çözebileceğini düşünüyorlar. Evlat için zamanında eksik bırakılanların, ileride zenginlik olarak onlara geldiğinde her şeyin daha iyi olacağını düşünmek, babaların gizli sırlarından birisidir. Ancak bugünün çocukları için teknolojinin son ürünlerini satın almak, bütün problemleri çözmüyor.
3. İleri yaşlarda daha fazla zaman geçiririm ve eksiklikleri telafi ederim düşüncesinde olmak:
Bir çocuğa, en iyi küçükken yön verilir. Çocuklar doğdukları andan itibaren, öğrenmeye başlarlar. Bazı babalar erken yaşlarda evlatlarıyla düşük kalitede vakit geçirirken, eksik kalan durumu, ileri yaşlarda daha fazla vakit geçirerek telafi edeceklerini düşünürler. Dört beş yaşlarında, konuştuklarından yeterince anlamlı geri dönüş alamadıkları doğrudur. Ancak çocukların ilgilerinin geliştiği bu yaşlar, onların hayatlarında yön bulmaya çalışmada, zannedildiğinden daha önemlidir. Babanın başarılarından/başarısızlıklarından ve bütün diğer hayat tecrübelerinden örnek almaya çalışan çocuk, bunu duygularına işleyecek ve işlerinde bu duygularıyla hareket edecektir. Sadi Şirazi’nin Bostan’ındaki şu cümle durumu özetler: “Bir baba, çocuğun her halini düşünmezse, o çocuğu, yabancılar düşünür ve onu kötü yola sürükler.”
4. Babalıkta kendi alternatiflerinin olabileceğini düşünmek:
Alternatifi olmayan, yeri de doldurulamayan kişilerdir baba. Anneler, alternatiflerinin olmadığını iyi bilirler. Ancak babalar, bazen bu hataya düşebilirler. Rob Parsons’un 90’lı yıllarda yazdığı “Altmış Dakikalık Baba” kitabında şu cümleler, çok ilginçtir: “Babalara, küçük çocuklarıyla günde ne kadar zaman geçirdikleri soruldu. 15-20 dakika diye tahminde bulundular. Bunu sınamak için babalar çocuklarıyla aynı ortamı paylaştıkları zamanlarda, onların üzerine mikrofon takıldı. Araştırmanın sonunda temposu yoğun olan babaların, 40 saniyenin altında bir süre ile çocuklarıyla ilgilendikleri görüldü. Bir başka araştırmada ise babalar çocuklarıyla, günde üç dakika konuşma fırsatı bulmuşlardı. Ama aynı araştırmaya katılan çocuklar, günde üç saat televizyon izliyorlardı.” Babalar, iyi bir kurumsal bakımın kendi eksikliklerini tamamlayabileceğini düşünüyorlarsa hata içindeler. Çünkü anneliğin olduğu gibi babalığın da alternatifi yoktur.
5. Eğitimde erkek evladın başarısını yeterli görmek:
Evladıyla ilgilenmesi, babanın duygularını rahatlatır. Özellikle de kız evlatlar, hayata daha anlamlı bakmalarına imkan sağlarlar. Ancak eğitim başarısı noktasında çoğunlukla erkek çocukların başarılarını desteklemek bir hata olabilir. Çünkü babalığın birinci vazifesi, arkasından kendisine hayır dua edecek evlat yetiştirmektir. İlim ve bilgi yolunda mesafe kat etmeyen evlatlar, babaları ve anneleri için hayır duada da zafiyet gösterebilirler. Ailesine sadık bir kız evlat yetiştirmek için eğitim hayatını onunla konuşarak planlamak gerekir. Başarılı olduğu her bir eğitim adımından sonra onu desteklemek, kız çocuğunun ömrünün devamında karakter ve kişilik yatırımıdır.
6. Veli toplantılarına katılmazken, bir kayıplarının olmadığını düşünmeleri:
Hiç kimse harekete geçmeden, oturduğu yerden, çocukları için endişelendiğini söyleyerek bir yere varamaz. Birçok baba, çocukları hakkında detaylı bilgi alabilecekleri veli toplantılarına katılmaktan uzak dururlar. Oralara gitmediklerinde bir kayıplarının ve gittiklerinde de bir katkılarının olmayacağını düşünürler. Ancak oralara katılmadığınızda, oralarda oluşacak imkanların neler olduğunu hiçbir zaman öğrenemezsiniz. Daha iyi bir dünya için düşündüğünüz ve arkadaşlarınıza söylediğiniz fikirleriniz var değil mi? Bunları paylaşabileceğiniz ve belki de hayatlarına destek olabileceğiniz insanlarla tanışma fırsatını kaçırıyor olabilirsiniz. Evladınız vesilesi ile aynı çatının altında bulunduğunuz insanlar, sizinle aynı kaderi yaşıyorlar. Ve gelecekte sizin evladınız da onlarınkilerle beraber aynı dünyada yaşayacaktır. Elinizi taşın altına koymak için bir fırsatınız var. Ve siz bunu kayıp olarak görüyorsunuz. Çocuğu ilgilendiren toplantılara katılmak kayıp değil, kazanç sağlayabilir.
7. Az okuyorum, bundan zarar da görmüyorum, çocuğum da az okuyabilir:
Hesap yapmak ve okuma yazma öğrenmek, eğitimde üst sınır olarak yeterli değildir. Bilginin eğlence ile sarmalanıp hızla sanallaştığı günümüzde, kitap okuma işi bir ayrıcalık haline geldi. Bir baba olarak, çocuğunuzun entelektüel ve sosyal gelişiminde oldukça önemli bir parça olduğunuzu bilmelisiniz. Okumak, çocukların düşünce yapılarında, kelime dağarcıklarında ve kendilerini ifade etme kapasitelerinde belirgin bir artış sağlar. Babalar da hem kendileri okuyup çocuklarıyla daha nitelikli sohbetlerde bulunarak hem de kendisini örnek almasını sağlayarak bu konuda üzerlerine düşeni yapabilirler. Kelime gücünün artması demek, beyin gücünün de artması demektir. Okuryazar olan çocukların beyinlerindeki sinir ağları, böyle olmayanlara göre daha zengin bir yapıya sahiptir.
8. Önemli olan sınav sonucu, diğerleri zamanla değişir:
Hayatta doğru ve kişiyi iyiliğe götürecek olana motivasyon sağlamak, bütün sınavlarda başarılı olmaktan daha önemlidir. Yüzeysel bilgiler ya da öğrenilmiş test teknikleriyle, sınavlarda yüksek puan alınabilir. Fikrî olarak aydınlanma ve çocuğun, doğru yolları yanlışlardan ayırt etme becerisi ise o kadar kolay öğrenilmez. Bunun için iyi yönlendirilmiş okumalara ve nitelikli sohbetlere ihtiyaç vardır. Sınavlar bitti ve yollar belirlendi diyelim. Ama çocukların becerileri gelişmedi, kendi kıyafetlerini bile hazırlayıp üzerlerine giyemiyorlar. Böyleleri için sınavlar bitmiştir ama hayat için problemler yeni başlamıştır. Bir baba olarak evladınızı yetiştirirken, gelişimini çok boyutlu olarak ele alın. Eksik yer bırakmamaya çalışın.
9. İşler yolunda gitmediğinde problem hep başkasındadır:
Eğitim kurumlarından evlatları için kırmızı halıyla karşılama beklemek, işin iç yüzünü umursamamaktır. Son yıllarda ebeveynler, çocuklarını fazlaca önemser görünüyorlar. Ancak bu, görünmenin ötesine gitmeyen bir önemseme oluyor. Öğretmenler, sınıfların nizamını sağlamaya çalışırken, buna en fazla karşı çıkan aileler oluyor. Bir sebepten dolayı işler yoluna gitmeyip, veli eğitim kurumuna davet edildiğinde, baba geride durmayı tercih ediyor. Anne eğitim kurumuna gidiyor. O da yapısı gereği duygusal olarak hareket ediyor. Babalar, işte size baba gibi baba olabilecek bir fırsat. Evladınız, bir problemin içinde ve size ihtiyaç duyuluyor. Şimdi, çözümün bir parçası olmayacaksanız da ne zaman olacaksınız?
10. İnsanlarla tartışmalarıma şahit olmasın, evde ona izah ederim:
Hayat mücadelesini anlatmak gerekiyorsa, anlatmak, uygulama fırsatı olduğunda da usulüne uygun olarak göstermek gerekir. Bazen çocuklar, akran zorbalığına maruz kalabilir. Bu şekilde eve geldiğinde özellikle babalar, haklı olarak kaygılanır ve harekete geçmek isterler. Ancak şunu unutmamak gerekir ki bugüne kadar çocuğunuzun yanında insanlarla tartışmaya girmekten çekindiniz. Gürültüsünden rahatsız olduğunuz komşunuza uzaktan söylediniz ama kapısını çalıp konuşmadınız. Markette, almadığınız ürünler, fişinize ilave edildiğinde, “küçük detaylar” dediniz ve insanlarla yüzgöz olmak istemediniz. Çocuğunuz tartışmalı durumlarda usulünce nasıl hareket edilir öğrenemedi. Akran zorbalığını da çözemiyor. Bu durumda geriye dönük eksiklikleri telafi etmelisiniz. Ve tartışmalı durumlarda, güzellikle nasıl hareket edilebileceğini, uygulamalı olarak ona göstermelisiniz.
Bir baba, ailesinde bulunurken hem bir ekibin parçası hem de o ekibin lideri olduğunun farkında olmalı. Babanın olduğu yerde aile, o babadan şunları hissetmeli: “Şu anda hiçbir yerde olmak istemem ancak sizinle olmak isterim. Yanlış da yapsanız, doğruyu bulacak potansiyelinizin olduğunun farkındayım. Size güveniyorum, siz bana, Hazreti Allah tarafından bir emanet olarak verildiniz ve değerlisiniz. Siz, emek ve zaman vermeye en değerli olan şeysiniz. Benim size baba olarak bulunmam, sizin de bana evlat olarak bulunmanız hep bir denge içerisinde.”
Babanın aileye hissettirdiği bu fotoğraf, huzurun ve güvenin fotoğrafıdır.