Hobi Bahçesinde Sağlığını Yetiştiren Nesiller
Son dönemlerde öğretim programları, özellikle günlük hayattaki sorunlar ve ders dışı etkinlikler üzerine odaklandığı söylenebilir. Ders dışı etkinlikler, hem öğrencilerin kendi aralarındaki iletişim ve etkileşimi geliştirmesine katkı sağlarken, hem de öğrencinin sınıf içi teorik bilgilerinin günlük hayata transfer etmesine katkı sağlamaktadır (Altın ve Demirtaş, 2009; Braund & Reiss, 2006). Okul dönemi öğrencilerinin merak düzeyinin en yüksek olduğu bir dönem olduğu için, öğrencileri ders dışı öğrenme ortamlarına yönlendirmek gerekmektedir. Çünkü bu öğrenme ortamları öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve fiziksel
gelişimlerine olumlu katkı sunmaktadır (Anderson, Lukas & Ginns, 2003; Balkan-Kıyıcı ve Atabek-Yiğit, 2010; Griffin, 2004). Bu öğrenme ortamları öğrencilerin sınıf içi öğrenme durumunu anlamlı hale getirmenin yanında sosyal ve bireysel gelişimlerinde de önemli rol oynamaktadır (Altın ve Demirtaş, 2009; Chin, 2004).
Ders dışı öğrenme ortamları, öğrencilere birtakım davranışları kazandırmak için tasarlanmış aktiviteler olarak görülebilir. Müzeler, botanik bahçeleri, hayvanat bahçeleri, akvaryumlar, bilim-sanat merkezleri, milli parklar ve sanayi kuruluşları ve okul bahçesi programları çok sık olarak ders dışı öğrenme ortamı olarak kullanılmaktadır (Davidson, Passmore & Anderson, 2010; Şimşek, 2011). Bu öğrenme ortamlarında son dönemlerde yürütülen çalışmalardan birisinin de “Okul Bahçesi Programları (OBP)” olduğu söylenebilir (Blair, 2009). OBP, “Kökeni bahçe temelli öğrenmeye dayanan, öğrencilerin kendilerinin tasarlayarak oluşturduğu, okul sahası içerisinde yer alan ve üzerinde çeşitli ürünlerin yetiştirildiği planlı ve programlı bahçe tarımı faaliyetleri” (Miller, 2005 s.49) olarak tanımlanmaktadır. Birçok araştırmada OBP’nin; akıl, sosyal, fiziksel ve ruh sağlığı üzerinde oldukça önemli bir röle sahip olduğu bulunmuştur (Blair, 2009; Braun, Buyer & Randler,
2010; Bulut ve Göktuğ, 2006; Dyment & Bell, 2008; Robinson & Zajicek, 2005). Ayrıca okul bahçe uygulamaları, eğitim, sosyoloji, tıp ve psikoloji gibi birçok farklı disiplin için bir uygulama alanı haline geldiği söylenebilir. Öğrencilerin yakın çevresinde oluşturulmuş okul bahçelerinin, daha yaratıcı oyunlara imkân verdiği ve güvenli olduğu (Cheskey, 1994; Malone & Tranter, 2003); sosyal ilişkilerini geliştirdiğini (Dyment & Bell, 2008; Robinson & Zajicek, 2005); bireysel becerilere katkı sağladığı (Bartosh, Tudor, Ferguson &Taylor, 2006; Byrd, Haque, Tai, McLellan & Knight, 2007); akademik performansı artırdığı (Ernst & Monroe, 2004; Sparrow, 2008) ve hem öğretmenlere hem de öğrencilere zengin öğrenme ortamı sağlayarak motivasyonlarını artırdığı (Dyment, 2005) gibi sonuçlara ulaşılmıştır. Bu konuda yapılan araştırma sonuçları, öğrencilerin zamanlarının büyük çoğunluğunu elektronik aletlerle ve kapalı ortamlarda geçirdiği ortaya koymaktadır. Bu durum, öğrencilerde obezite, depresyon, kaygı bozuklukları, uyum sorunları, şiddet eğilimleri ve disiplin problemleri gibi fiziksel ve psikolojik rahatsızlığa neden olmaktadır
(Louv, 2008; Taylor, Kuo & Sullivan, 2001). Ayrıca başka bir çalışmada, çocukların doğayı tam olarak anlamlandırabilmeleri için yeterince araştırma ve inceleme yapmadıkları görülmüştür. Bu durum, öğrencilerin gelişimlerini olumsuz yönde etkilemiştir (Dyment & Bell, 2008). Böylece çocuklara doğa ile iletişim kurma fırsatının verilmesi ve doğal ortamlarda bulunan cansız ve canlı bütün varlıklar ile hayat deneyimlerini paylaşmaları gerekmektedir. Wells (2000) yapmış olduğu çalışmasında, OBP aracılığıyla doğa ile etkileşime geçen çocukların birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığa maruz kalmadıklarını saptanmıştır. Başka bir çalışmada Louv (2008), teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte çocukların bu teknolojik ürünlerle daha çok zaman geçirmek için evlerine kapandıkları ve bunun sonucu olarak doğal çevreden uzaklaştıkları tespit edilmiştir. Bu sonuçlardan anlaşılacağı üzere öğrencilerin doğal ortamda uzaklaşmaları nedeniyle çocukların psikolojik sorunlara ve duygusal çöküntülere maruz kalmışlardır. Günümüzde öğrenciler çevresinde olup bitenlerden habersiz ve doğal çevre ile iletişim kurmadan yaşamlarını sürdürmektedir. Bu durum çocuklarda fiziksel aktivitelerinin azalmasına ve duygusal çöküntülere neden olmaktadır. Böylece çocuklar obezite problemi ile baş başa kaldıkları görülmüştür (Dyment & Bell, 2008; Hazzard, Moreno, Beall & Zidenberg-Cherr, 2011). Ders dışı öğrenme ortamları, öğrencilerin akademik başarılarını artırdığı (Ernst & Monroe, 2004), öğrencilere farklı öğrenme stillerinde öğrenmelerine imkân sunduğu ve her öğrencinin kendi hızında öğrenmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca bu öğrenme ortamları sayesinde öğrenciler, diğerleriyle birlikte olma, iş birliği içinde çalışma, sorumluluğu paylaşma ve sınıfın bir üyesi olarak önemli olduğunu hissetme gibi birtakım kazanımlara ulaşmaktadırlar (Özyürek, 2001). Diğer taraftan ders dışı etkinlik çalışmalarının hem devlet okullarında hem de özel okullarda yeterli düzeyde ve nitelikte yapılmadığını belirtilmektedir (Duruhan ve Demir, 2005; Ürey, 2018). Bu gibi sonuçlardan sonra Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında öğrenciler sadece okulda ders saatleri içerisinde değil, okul dışı etkinliklerde de aktif olarak görev alıp kendi deneyimleri doğrultusunda yaparak ve yaşayarak öğrenmeleri vurgulanmıştır (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2018). Dolaysıyla bu çalışmada ders dışı etkinlik olarak yapılması amaçlanan hobi bahçelerinin öğrenciler tarafında oluşturulması, bu bahçelerde aktif görev alıp hem ders başarılarına hem de çevre bilinçlerini arttırmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Dolaysıyla bu çalışmanın amacı, ortaokul altıncı sınıf öğrencilerinin fen bilimleri dersi kapsamında hobi bahçesi oluşturmalarını sağlamak ve yapılan bu ders dışı etkinliğin öğrencilerin üzerindeki yansımalarını kendi görüşleri doğrultusunda ortaya çıkarmaktır.
Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/771710